duminică, 7 octombrie 2012

Mihail Çakır Kütüphanesine nice yıllar diliyorum.



Masamın üzerinde duran “Gagoğuz Kültür Sanat Dergisi” (30.Sayı) ve son sayfasında yer alan Mihail Çakır Kütüphanesinin ve Türk Kültür Merkezinin ortaklaşa 2003 yılında gerçekleştirdiği Şiir Şöleninin resimleri beni bu günden aldı, yıllar öncesine götürdü; hoş bir tebessümle hatıraların yolculuğuna çıkardı. Yurt dışı görevimde tanıdığım değerli dostum Liubov Tanasoğlu ve yürüttüğü Mihail Çakır Kütüphanesi, tekrar gözlerimin önünden geçtiler.
Bu kütüphane çok küçük olabilir, içindeki kitaplar yıpranmış ve yetersiz kalabilir, kimbilir belki de ilk bakışta küçümseyebilirsiniz de. Oysa görevi o kadar büyük ki! Orada canla başla, inançla çalışan insanlar var. Bu –belki de tarihin hiçbir zaman adını yazmayacağı insanlar- geleceğin Gagoğuz gençliğine, aydınına Gagoğuz halkının gelenek göreneklerini, adetlerini, türkülerini, çocuk oyunlarını, ninnilerini, nereden geldiklerini ve hayatlarının onlardan neler beklediğini halkına ve herkese anlatmaya ve yaşatmaya kendilerine görev bilmişlerdir.  Bu inançla Türk Diline sahip çıkmışlar, atalarını hiç unutmamışlardır. Moldova Devlet üniversitesi içerisinde yer alan Türk Kültür Merkezi Mihail Çakır Kütüphanesiyle ortaklaşa pek çok faaliyetlerde bulunmuş,  pek çok yerli ve yabancı ilgiliye de ulaşmıştır. TCS Sınavı ile Türkiye’deki Üniversitelerin Tanıtımı, “Koma” İsimli Türkçe oynatılan Tiyatro Oyunu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı; Resim, Kompozisyon ve Şiir Yarışması ve akabinde Ödül Töreni Liubov hanımla ortaklaşa yaptığımız pek çok etkinliklerin sadece birkaçıdır. Yine Mihail Çakır Kütüphanesinde kitap tanıtımları, Resim sergilerinin yanında yine 2003 yılında değerli bilim adamlarından Yrd.Doç.Dr. Cezmi Karasu’nun “Osmanlı belgelerinde Boğdan” adlı konuşmasıyla  ağırlanması, Nükrettin Parlak’ın program koordinatörlüğünü yaptığı TİKA’nın faaliyetlerinin tanıtılması ve halkla bütünleşmesi unutulmayan etkinliklerdendir.
Yine hiç unutamadığım etkinliklerden birisi ise yazımın başında sözünü ettiğim “Şiir Şöleni”dir.  Bu şölende gencinden yaşlısına tüm Gagoğuz şairler ve Kişinev’de yaşayan Türk gençleri şiirleriyle dinleyicileri büyülemişler; adeta salonda sevgi ve duygu seli yaşatmışlardır. Burada büyük, değerli şair Nikolay Baboğlu’nu ve büyük tarihçi Dionis Tanasoğlu’nu saygıyla anmak istiyorum.
Mihail Çakır Kütüphanesi’nin 20. yılı bu yıl. Pek çok işler yaptıklarına inanıyorum! O küçük kütüphaneye bir dünya sığdırılmış. Daha anlatılacak çok şey var, yapılacak çok iş var. Bu kütüphanenin şimdiki gibi canla başla çalışanları oldukça Mihail Çakır Kütüphanesi’nin kuruluşu daha nice yıllar coşkuyla kutlanacak ve bu meşale hiç sönmeyecek.

  Dr. Gönül Karasu



Niciun comentariu:

Trimiteți un comentariu