duminică, 30 iunie 2013

Vlad-Demir Karaganciu cu cartea nouă în limba română "Pelin amar în Bugeac"

 Vlad Karaganciu a prezentat publicului larg nouă sa cartea, scrisă de dată acastă în linba română.        Într-o vreme când vechea ruptă dintre arte şi ştiinţe nu mai este de mult actuală, nu e o surpriză că oamenii de ştiinţa trec, în mod firesc, de la rigoarea raţionalismului scientist la relativismul afectivităţii artistice. Încă Eminescu, discipol al lui Kant, respringea limitările kantiene ale cunoaşterii, într-o notă din 1874: "Dispreţuesc profesorii de filosofie (...) care uită în genalitatea lor iluzorie că lumea trebue simţită, iar nu cercetată. Mă opun ideii kantiene că prin simşuri nu poţi cugeta nimic; din potrivă, ele stimulează găndirea filosofică ". Cu atit mai mult gândirea artistică.
      La această întâlnire dintre concept şi trăire soseşte şi universitarul basarabean Vladimir Karagancu, doctor în ştiinţăe fizico-matematice, foet şef de catedră la "Mecanica Teoretică" a Universităţii Tehnice a Moldovei, profesor de fizică şi astronomie, descins din raţiunea idoneistă" a tehnicii în imaginarul literaturii.
       Pe fondul negru şi amar al pelinului istoriei se derulează viaţa familiei Cavalgi Dobri (fost liberal în perioada interbelică, aidoma lui Ilie Moromete) şi sătenilor, autorul dovedind capacitate de portretizare, din căteva contururi stilizatoare, ântre numeroasele personaje distingându-se capul familiei şi copilul Dani, prin imaginea căruia se derulează un mini Bildungsroman, eroul fiind surprins în evoluţie, din anii copilăriei pănă la vîrsta întrării în maturitate.
      Capacitatea autorului de a crea atmosferă cu puţine mijloace, stăpănirea unei limbi române curate, păstrând ceva din culoarea regională a Bugeacului găgăuză, mă fac cred că posibilităţile naratibe şi de expresie ale d-lui Vlad-Demir Karaganciu  pot evolua spre diversificare şi îmbogăţire stilistică, depăşind ezitările inerente începutului.
                                                                                                  Theodor Codreanu


vineri, 14 iunie 2013

Todur Zanet - 55ci yaşın kutlu olsun



Todur Zanet duudu 1958-ci yılın Kirez ayın (iyün) 14-da Gagauziyanın Kongaz küüyünda. 1975-ta orta okulu başardı. İlk peetini “Mali” 1977-da yazdı. 1976-1981 yıllarda Kişinev Politehnik institutunda üürendi. 1986-1990 yıllarda, redaktor olarak, gagauz dilinda “Bucaan dalgasında” televiziya hem radio kolverimnerini hazırladı. 1988-1994 hem 1999-cu yıldan büünkü günadan, baş redaktor olarak, ilk gagouz gazetasını “Ana Sözü” hem “Kırlangaç” jurnalını çıkarer. 1989-cu yılda SSRB hem Moldova Jurnalist Birliklerina aza kabledildi. 1990-cı yılda SSRB hem Moldova Yazarlar Birlii azası oldu. 22.07.1990-cı yılda Todur Zanetin yazdıı Gagauz Milli Gimnasını Gagauz Halk Kongresi Gagauz Respublıkasının Gimni olarak 411 oylan kabul etti. 1992-ci yılda, Todur Zanetin yaratmaları Türk dünnesina faydalı olduunu kablederak, onu Türk Dünnesi Yazarlar Birliina kablettilar. 1993-cü yılın Ceviz ayın 25-da beeri bitin “Ana Sözü” gazetasını latin grafikasında çıkarmaa başladı. 1991-1993-cü yıllarda gaguz dilina çeşitli pyesalar çevirildi, onnarın arasında: “Bayazid” (Jan Rassin), “Kaynana iki gelinnan” (E. Gheorghita), “Cumertesi avşamnen...” (M. Baciev). “Bayazid” pyesası Moldova Devlet televideniyasının “Altın fondu” arhivinda korunmaya alındı. Todur Zanet, dramaturg olarak, iki pyesa yazdı: “Aaçlık kurbannarı” (1998-ci yılda) hem “Büülü maaza” (2004-cü yılda). Bu pyesalar “Mihail Çakır” adına gagauz milli teatrusu tarafından stenaya koyuldu. Çekedip 1989-cu yıldan sıravardi tipardan onun kiyatlarrı cıkerlar: “Zamaneersın, evim!” (1989, 1990), “Karımcalık” (1989), “Böcecik” (1991), “Akardı batıya güneş” (1993), “Gıcırdeer kafamın çarkları” (1993), “Akar yıldız” (1998). Uşaklar için yazılan “Böcecik” kiyadı Moldova üüredicilik hem bilim Bakannıı tarafından başlangıç hem küçük klaslar için üüredicilik kiyadı olarak tanıldı. Todur Zanetin peetlerinin çoyuna muzıkaya yazıldı da onnar haliz halk türküleri oldu: “Şen oyneer gagauzlar”, “Yaşar, halkım!”, “Vatan”, “Koy adımı...”, “Sän Çadır, gözal Çadır”, “Sana sevdam”, “Saurgun”, “Zamaneersın, evim!” h.b.  

BUCAAM
Ne zenginsin, Bucaam,
Evelki memleket.
Alaca şu topraan,
Kuraktan bereket.
                                                      
Bir payın  -  eşillik,
Obürüsa - çolluk.
Sansın yok hiç dirilik?
Sansın diil o soluk?
                                                       
Zordu pek Halkıma
Kaldırma kırları,
Kıtlıkta sulamaa
Ömürsüz  tenini.


Diz çöküp hep saymaa
Sırtında kaç çatlak,
Yaşlarınnan büütmää
Terekä hem başak...


KONGAZ
Taşer zengin berekettän
Senin geniş meraların.
Öter uşak seslerindän 
Uz saz gibi sokakların.

Evelden çok varmış kaz
Dolaylarında, Kongaz.
Onuştan uzak dedäm
Adını bulmuş birdän.


Şindi sän ölä büüdün,
Dünneyin bir büük küüyü
Ani var ki umudum -
Kasaba olasın büün.

                                                    

joi, 13 iunie 2013

Gök yıldızlarlan dostlaşıp kadın


Kaamil koyu tenni, açık hem gülümseli gözçezlarlan kızçaz, hemen-hemen yufka ayacıklarınnan ilk adımnarını yapma ürenip, neçinsa duvadrda asılı radiyo apparatına dayma başçazını çevırıp, bakardı. Bu meraklı araçtan gözal seslar, havalar çıkıp, bütün içersini şennıklan doldurardı. Şaşarak kala hem saatlarlan koparamaya kendini yerindan, küçücuk sesleyici çok sevinardi büyüleci melodıyalara. Ona sansın oyuncak bile okadar lazım diildi nekadar doyunca radiyo muzikasını seslemaa braksınar.
Biraz taa geçça (iki-üç yaşında) o kendisi yada barabar anası-bobasınnan kimi tğrkü melodıyalarını kolayca teklarlardı artık. Belli bir şeydi, ki bir türküyü seslemaa yada bür yortu şennini olayında bulunmaa kızçaz pek sevsrdi.
Te böyla, taa küçuk yaşından beeri bu kızçaz - günümüzda Moldovada Respublikanın milli opera hem balet tiyatrosunun tanınmış solisti olarak - Maria Radiş kendini bütünnaa vokal muzik zanaatına baalandı.
Marina 1982 yılın fevral ayında (2-ci günü ) R. Moldova Gagauz Yerin Kazayak küünda duudu . Bobası (Radiş İvan Nikolaevic) hem anası (Radiş Gina Födorovna) çok akıllı hem intelagent insannar olarak, kızçazının türkü sölemaa becerikliini hemen esaba aldılarç Ona herzaman yardımcı olmaa çalışardılarç Onun iyi istediklerına dayma izin verardilar. Kendisini akıllı kullanmaa, kötü laf sçlememaa, her bir adama saygı göstermaa, insannarın zorluklarında kuvedina göra bir yardım yapmaa üredardilar.
Bir gözal can acısını,insana faydalı olmak hazırlıını biz onun taa orta okulda ürenerkena günnük defterindan annerız. Te ne o üç taane arzusuyuçun orada yazmış:
1.Medik universitetinde kardiologa ürenip, insannarın yürek hastalıını sadem diil, ama hasta canlarını bile ilaçlamaa isterım
2.Jüridik fakultetini tamamnayıp, avukat yerinde çalışan, suçsuz insannarı kurtarmak hem korumak isterım.
3.Konservatoryayi bitirip hem muzik zanaatçısı olarak, insannarın ruhunu kaldırmaa, kısmetli hem sevinçli yaşamaklarını görmaa isterım.
Ne gözal istediiklar !
Ne derin adam sevgisi hem can duygusu bu gözal laflarda buluner ya !
 Elbet ki büüdükçana o şüpesiz üçüncü variyantı ayırdı,çünkü taa uşak başçesinden çok sevardi insannarın önünda türkücük çalmaa.
Marinanın en ilk muzika üredicisi Danadci İvan Konstantinoviç ( Gagauziyada iyi tanınmış bir muzıkant ) o vakıtlarda Kazayak küyün uşak başçesinde çalışarkan, birdan kızçazın açık hem gözal sesçezini,inca kulak işitmesini, çetin muzik ritmesini meet etti. Orta okulda ürenerkene Marina okul korosunun solisti oldu.Bundan başka türlü-türlü küy yada dolay şenniklerina katılıp, çok halk hem estrada türkülerini söyledi. 9 yaşında Çadır dolayın ‘’Bucak sesi’’adlı türkü yarışmasına ilk kere katılan, o ilk ödülünüda ( 1-сi yeri ) kazandi. Marina bugüna kadar Kol Pötr Trofimoviçi hem Karapiri Sergey Dmitriyeviçi - o zamandaki dikkatlı olarak muzik terbiyetçilerini aklısından çıkaramer hem kimlerina o büyük şükür duygusunu açıkler 1999 da, 17 yaşını tamamnayıp hem orta okulunu geeride brakıp, Marina Kişinev G.Muziçesku adına Muzik, Tiyatro hem Plastik sanatlar akademi Vokal fakultesinin ürencisi oldu. Bırada onun uzmanlık kalkınmasında en önemli rolü Kvasnük İvan Vasiliyeviç oynadı.
 Çok arif hem dikkatlı, pek iyi kendi işini bilen adam, docent- professor, Moldova Respublikanın Halk artist adını taşiyan, o büyük havezlan Marinayı ses zanaatın türlü- türlü zorluk – kolaylık sekretlerinnan paylaşardı; nasıl taa dooru kendi ses apparatınnan, diyafragmasınnan taa bolca kullansın, yani çok çalışmaktan sesi yorultmamaa deyni üretti.
Bundan başka Ivan Vasiliyeviç bir çok iyi yürekli adam olarak, boba gibi Marinayi sevardi, yaşamaa ürederdi, ama studentlik zorluklarında yardımci ona olardı. Ozamandaki hem bugünkü başarlarına sevinip, onunnan pek hodullaner.
Akademi üredicilerinden başka Maarina ayrı olan Popov Svetlana Georgievnayı ( dirijör ) hem Konstantinov Eleonora Konstantinovayıda ( rejisör ) yaşamasında büyük yera koyer. Birisi onun canlı dostu olarak, nasıl taa çabuk uzun hem zor opera partilerini ürenip okumaa, ikincisisa, nasıl tiyatro sahnesinde taa dooruca hem yüsek ustalık uurunda opera rollerini oynamaa deyni göstermişler.
Şindida bu çok saygılı ( Moldovada iyi biliner ) insannar her bir anda Marinaya yardım edip omuzunu dayamaa hazır. Elbet, diil sadem ki barabar Marinaylan bir tiyatroda çalışerlar, ama o maana için ki Marina iyi yürekli, çok çalışkan hem hele gösterişsiz bir adamdır.
Üredicileri arasından o sıcak- sıcak Ţirkunov Svetlana Viktorovnayı hem Răyleanu Leonid Aleksandroviçi meet eder, angıları ona solfedjio hem armoni derslerini okardılar.
Akademiya ürenim zamanında derslerden başka doç.- professor Kvasnük sevgili üredicisini dayma Respublikada yada yabanci yerlerda geçirelen türlü- türlü vokal konkurslarına yollamaa bakardı. Her birindan Marina yoktur olsun premiyasız dönsün.
Artık hazırlama kursasında ürenerkan Moldovanın Gagauziya autonom bölgesinda her yıl kurulan "Gagauz sesi" adlı konkursunda Marina büyük üstünlüklan ilk yeri kazaner. Biriki yıldan soram ( 2002 ) yeniden bu türkü yarışmasına katılıp, o gene hepsini yenser artık "Gran pri" ödülünü kazaner.
Ama en önemli konkurs angısına bu vakıtlar katıldı Marina Radiş-« Hariklee Darkle » adlı Milletlararası konkursu 2003 te Brăilada ( Romıniya ) geçti.
 Bıraya 24 dünya devletlerinden 160 opera ses sanatçısı ( onnarın arasında 15 kişi Respublika Moldovadanda ) geldi.
Ne sevinçlen hem hodulluklan biz işittik, ki bu 15 kişiden sade ikisi: Marina Radiş ( IV yıllık student ) hem Yurie Gıska ( Moldova milli opera tiyatronun solisti ) premiyalarını kazandılar ( Marina- maasuz premiyaı, Yurieda – üçüncüü ) ! Bu yıldan soram ( 2004 te ) öteki Milletlararası opera konkursunda < Imeni Aleksandrovskoy >, angısı Belarusiyada ( Minsk ) geçti Marina diplomant oldu.
Şunuda söylemek lazımdır, ki irencilik yılların içinde o sakınmardı katılmaa Moldova Respublikasında her yıl geniş geçirilen < Viktoriya > adlı vatanseverlik ( yani patriotik ) türkü festival- konkursuna. Bunlarında o I-ci yada II-ci yerlerinden taa aşaalarına inmezdi.
2005 te akademiya ürenimi bitirip, Marina Radiş Moldova Respublikasın milli opera hem bale tiyatrosuna solist gibi doorultlaner.
O büyük havezlen opera artist çalısmanına başler.
Marinanın Moldova milli opera tiyatrosunun sahnesine ilk çıkışı 2006 da C.Verdi’nin «Traviata” adlı operasında Violeta partisinnen gerçekleştirildi. Genç, kendi başına kalıp, ilk adımını sahnede yaparken o taa sıkıca kendini tutardı. Elbetki, her bir artist, nekadar talantlıda olsun, en ilk rolünü oynarken bol halda siyrek bulunar, ya! Ama te gelecek ( 2007 ) yıldan beeri günnerimize kadar hepsi yeni rollerini Marina büyük heyecanlan hem başarlan oynadı, sesleyicilerın arasında çok sevgili oldu.
Beş yılın içinde o dünyaca ünlü J.Bize’nin ‘’Karmen ‘’ operasında Mikaela hem Mersedes partilerini, C.Verdi’nin ‘’ Rigoletto’’ ( Djilda ) hem ‘’ Nabukko’’ ( Anna ), G.Doniţetti’nin ‘’ Sevda içeceyi’’ ( Adina ), N. Rimskiy- Korsakov’un ‘’ Çarın gelini ‘’ ( Marfa ) operalarında yüsek ses hem artist ustalıını gösterip, muzik uzmanlarını şaşa braktı, sesleyicilereda taada pek kendini beendirdi.
M.Radiş’in gözal sesini diil sade ana memleketimizde şinden iyi bilerlar. Onun adını Evropada ( Holanda, Belçika ), Russiyada ( Moskova,Vladimir ),Türkiyede ( Ankara, Mersin, KKTC- Girna ),Romıniyada ( Brăila hem taa başka kasabalar ), Belarusiyada ( Minsk ), Kazakistanda ( Astana ) artık işittiler. Bu yerlere o tiyatro turnesinle yada konţertlarlan yol yaptı.
Bu yıllar genel olarak tiyatro çalışmasınnan, Marina her taraflarda kurulan vokal konkurslara yada festivallereda katılmaa yetiştirerdı. Böleyliklen 2006 da o Moskova ‘’Elena Obrazţova’’ adına Halklararası genç opera sanatçiları yarışmasında diplomu aldı iki ayda soram Kzakistanda ( Astana ) ‘’ Delfadaki oyunnarı ‘’ adlı konkursadada III-cü yeri kazandı.
Ama M.Radişa bu vakıtlarda ( 2007 ) en önemli ‘’ Madam Batterfley ‘’ adlı 9-cü Halklararası konkursu olabildi.
 Dünyada bu konkurs Moldovanın anılmış opera primadonnası Mariya Bieşu’nun adınnan iyi biliner, çünkü ilk kere 60-ci yıllarda Japoniyada geçirelen, bu opera konkursunda hepsi katılanlardan o, en iyi D.Puççini’nin ‘’Madam Batterfley’’ operasında Çio-çio san partisini çalıp, birinci oldu.
Dinyanın en ilk hem en iyi Çio-çio sanı’na büyük saygı gösterme deyni, konkursun kurucuları o yıl ( yani 2007 ) ses sanatçiların şu yüsek yarışmasını Moldovada ( Kişinev ) geçirme karar aldılar. Bu üzere, hazır evimize geldikçe, böyle prestij olaydan Marina Radiş olurmu bir tarafta kalsın ? Elbetki olamaz !
Nasıl herzaman o büyük havezlen katılıp, gözal, ama ayni zamanda kolayda pek diil, konkurs programnı yüsek urda gerçekleştirdi. Üç zor turu sürdürerek, katılanların çoyunu geeride brakıp, Marina başarlıklan finala yetişti.
 Konkursun sonunda büyük Gala konţert düzendi. Orada Marina Radiş’a ‘’ Maasuz premiya ‘’ verildi !
Opera tiyatro sahnesinden başka, Marina Kişnövun übür muzik yerlerinede çıkıp vokal ustalıını gösterer.
Geçen yılda Orga salonunda o V.Moţart’ın ‘’ Gloriya ‘’, ‘’Dixit Dominus ‘’, V.Çelak’ın ( bizim genç kompozitor ) ‘’Rekviem’’ koro eserlerinde solo partilerini söledi.
Unutmer Marina ana tarafınada gelmaa. Gagauziyada o türlü-türlü yortu şenniklerinde başarılı çaler. Bırada onu, elbetki, pek severlar hem büyük saygı ona göstererlar !
Moldova radiyosundada onun canlı sopranosu dayma işidiler, genişte olarak radiyosesleyicilerinida sevindirer.
Marina Radiş’in talantlı hem çok çalışkan yaratmalıını, yüsek vokal ustalıını meet eden, R.Moldovanın Kultura Bakanlıı geçen 2011 yılın sonunda ( dekabri ayında ) ona ‘’ Maestru în artă “ – yüsek artist adını verdi.
Biz onu – talantlı gagauzkacimızı – bütün yüreklen bu önemli adlan hem yakın günnerde ( fevralin 2 de ) onun 30-cu yıldönümünnen sıcak kutlerız !
Çok hem cetin saalıklar, gözal kısmetlar hem yeni başarlar sana duva ederız Marina !
P.S. Fevral ayın 4 de, sansın kendi yıldönümüne bir baaşiş yapa, Marina yeni bir yaratma gösterilişinnen ( premyerıylan ) tanıştıracek opera amatörlarını.
Yüsek sanatın durması yoktur !

 Dimitri Gagauz - kompozitor, muzikolog 
 25.01.2012